Eğitim

Okumak ve Okutmak

Okumak ayrı, okutmak apayrı bir olgudur. Okumak, kendi imkanların çerçevesinde, her şeyi ile yalnız okuma uğraşıdır. Okutmak ise ülkemizde çoğu kişinin beyanlarına göre yapmış olduğu sözde bir davranış olarak karşımıza çıkmaktadır. Okutmak, birisini ya da birilerini parayla, sözle ya da telkinlerle okuma işine meylettirme eylemidir. Ve iki kavram öğrenci için büyük farklar meydana getirecek kadar önemli iki olgudur.

Okuma eylemini kendi çabalarıyla yapan insanları çevremizde oldukça sık görürüz. Babasının durumu yoktur örneğin ama sırf okuma uğruna parasız da bir öğrenci okuyabilir. Bu insanları tebrik etmek gerekir gerçekten. Dünyanın en zor mesleklerinden biridir öğrencilik kim ne derse desin bu böyledir.

Öte yandan okutmak diye bir kavram var ki bu kavram beni ciddi derecede rahatsız etmekte. Birileri, siz üniversitenizi bitirip işinizi elinize aldığınızda karşınıza geçip ‘okuttuk’ lafını söyleyince kan beynime sıçrıyor. Ne yaptın diyesim geliyor. Beni okutma yolunda ne yaptın? Hiçbir elle tutulur emeği ya da katkısı olmamasına rağmen senin üzerinden prim kasınca ister istemez insan, sinirlerine hakim olamıyor.

O insanlara şu iki kavramın farkını, enine boyuna tartışıp göstermek gerekiyor. Bakın şunları yaparsanız bir öğrenciyi okutmuş olmazsınız:

-Sadece her ay düzenli para gönderip, yüzlerce test kitabı alarak bir çocuğu okutmuş olmazsınız.

-Sadece dönem sonlarında getirilen karnelere göz ucuyla bakarak bir öğrenci okutamazsınız.

-Özel dersler verdirerek, dershanelere göndererek bir öğrenci okutmuş olmazsınız.

-Gurbette okuyup, evde ya da yurtta kalan çocuğunuzun ya da bir öğrenci yakınınızın yanına hiç uğramadığınız vakit, siz bir öğrenci okutmuş olmuyorsunuz.

-Yalnızca veli toplantılarına katılarak, durumunu öğrendiğiniz çocuğunuzun okulunu hiç ziyaret etmezseniz bir öğrenci okuttum diyemezsiniz.

-Sadece birkaç günlüğüne misafir olarak evinize aldığınız, sonra da eline beş on kuruş sıkıştırdığınız öğrenci yakınınızı böyle yaparak okutmuş olamazsınız.

 

Okutmak büyük bir sorumluluk ister. Üzerinde durma, merak etme, her daim sorma ve takip etme gibi yorucu işler ister. Moral ve motivasyon kaynağı olmak demektir okutmak. Tavsiye vermek, tercih anlarında iyi olana yönlendirmek demektir. Beylik taslayarak, ne olduğunu bilmediğiniz akıllarla, zihin bulandırmak değildir. Hele ki tehdit etmek hiç değildir. Klasik nasihatlarda bulunup can sıkmak da değildir.

Para derler, para hiçbir şeydir. Yalnızca para maddi bir rahatlama getirir öğrenci üzerinde ve geri kalan hiçbir sorunun çözümü para olamaz. Öğrenci psikolojisinden anlamayıp ahkam kesen ebeveynler sayesinde ne okuduğunu, neye okuduğunu, kime okuduğunu bilmeyen bir nesil yetiştirdik. Acı olan gerçek şu ki okutmanın sınırlarını hepimiz yukarıda kalın punto ile yazılı olan maddelerden ibaret sanıyoruz. Eğitimin ne denli büyük bir sorumluluk olduğunu okutmanın bilincine vardığımızda anlayabiliriz ancak.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.