Dini

Sıkmabaş Ne Demek? Dinde Yeri Var mı? Neden Sıkmabaş Deniliyor?

Sıkmabaş nedir ve ne anlama geliyor? Sıkmabaş neyi ifade ediyor? Bu yazımızda kısaca ”sıkmabaş” konusuna değineceğiz.

Sıkmabaş Ne Demek?

Sıkmabaş, Müslüman kadınların başlarını örtmek için kullandıkları iki parçadan oluşan bir başörtüsü şeklidir. Sıkmabaş, bir başörtüsü şekli olmaktan çok siyasi bir semboldür. Bu konuda ilahiyatçı profesör Hayrettin Karaman şu ifadelere yer vermiştir:

”Sıkmabaş, ideolojik bir semboldür. Yasak olması doğaldır. İslam dini ile bir ilgisi yoktur.Ha bir zamanlar ülkücüler bıyık bırakırdı, devrimciler parka giyerdi işte onun gibi bir şey. Modadır, zamanla o da gelir geçer.”

Sıkmabaş, 1980’lerdeki baskıcı ortamda başörtüsünün olması gerektiği gibi takılmadığı zamanlarda ortaya çıkmış ve dönemin genç Müslüman kadınları arasında da rağbet görmüştür. Saçların üzerinden takılan bir bone ile eşarbın bone üzerinde sıkı bir şekilde bağlanması ile sıkmabaş denilen başörüsü biçimi ortaya çıkmıştır.

İslamda Sıkmabaşın Yeri Var mı?

İslamda kadınların avret mahallerini ve saçlarını kapatmaları Kuran-ı Kerim’de yazan ayetlerle sabittir. Bu ayetler ışığında da kadınların mahrem olan yerlerini kaptmaları (setr-i avret) farzdır. Bu farz ise fazr-ı ayn yani kişinin sadece kendisinin yapmakla mesuliyetinin üzerinden kalkacağı bir farzdır. Dolayısıyla Kuran’da yazan bu emir, Kuran’da yazıldığı gibi uygulanmalıdır.

Ancak sıkmabaş diye tabir edilen başörtüsü biçiminde İslami olarak birtakım yanlışlar göze çarpmaktadır. Bir Müslüman kadın, başörtüsünü omuzlarına sarkıtacak bir şekilde kapatmalı ve vücut hatları belli olmayacak şekilde örtünmelidir. Ancak sıkmabaşta böyle bir hassasiyetin ön planda olmadığını görüyoruz.

Hatta sıkmabaş, kadınların günümüzde ”beyaz muhafazakar” olarak da adlandırılan Süslüman yaşam tarzına eğilim göstermesine neden olan süreci de hızlandırmıştır. Nitekim bugün başörtüsü taktığı halde makyajı abartan, dar pantolon giyen, bilekleri ve elleri açıkça görülecek şekilde örtünen kadınlar var. Eğer bir Müslüman, tam anlamıyla itikat açısından tamsa, bu kurallara riayet etmek zorundadır. Bu herhangi bir kişinin görüşü ya da tavsiyesi değil Kuran’ın emridir. Kişi, yapmadığı ya da uygulamadığı bir emrin cezasından da yine kendisi sorumludur. Zaten Müslüman olmayan bir kimseyi de bu mevzu alakadar etmeyecektir.

Sözün özü, sıkmabaş diye bir üsul yoktur. Sıkmabaş, daha sonra ortaya çıkan ve dinen yanlış olan bir uygulamadır. Hatta caiz değildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.