Eleştiri

Türk Eğitim Sisteminin Sorunları: Eğitmenler

Türk eğitim sisteminin bir diğer büyük sorunu olan öğretmenlerden yani öğreticilerden bahsetmekte fayda var. İlkokul öğretmeninden tutun üniversite profesörüne kadar eğitmen kategorisinde değerlendirebileceğimiz bireylerin eğitim sistemimizin kötüye gitmesi ve haliyle kötü olmasında en büyük paylardan birine sahip oldukları önemli bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Gerek öğretim methodları, gerek genel anlamda nitelikli olup olmadığı, işini severek yapıp yapmadığı da öğretim üyelerinin başlıca sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.

Akademisyenlerden tutun sınıf öğretmenlerine kadar eğitmenlerin oldukça dar bir vizyona sahip olduğunu görüyoruz. Özellikle sınıf öğretmenlerine bu konuda oldukça büyük işler düşüyor. Zira sınıf öğretmenlerinin elinde tamamen kendi fikirlerine göre şekillendirebileceği bir kitle var.

Üniversitelerde bu sorun “slayt hocalığı” olarak karşımıza çıkıyor. Bir dersi vermek üzere görevlendirilen bir akademisyenin daha önceden hazırladığı ya da intihal ettiği belgelerle ders vermesi, tamamen eğitim sisteminin kalitesizliğinin bariz bir göstergesidir. Özellikle düşük kalitedeki devlet üniversitelerinde veya Anadolu’daki üniversitelerde sıklıkla görülen bu slayt hocalığı, yetkinliğin yetersiz kaldığı bir durum.

Ezberlemeye yönelik, tamamen akıl dışı ve sorgulamaya kapalı bir eğitim sistemi inşa eden eğitmenler, Türk eğitim sistemindeki kötüye gidişin en önemli müsebbibidirler.

Öte yandan eğitmenlerin işlerini sadece para endeksli yapmaları, eğitim sistemimizdeki bir diğer önemli sorun. Ortada herhangi bir sorumluluk alma yok.

Bu sorumluluk almama eğiliminin altında yatan en önemli faktör ise yeterli bir bilinç ve şuurun eğitmenlerde olmaması. Bu konuda istekli ve sorumluluk alan eğitmenleri tenzih ederek söylemeliyiz ki eğitmenlerin kahir ekseriyeti, söz konusu bilinç ve şuurdan çok çok uzakta.

Sorumluluk almak, yeni bir neslin inşası için en önemli risk olmasına rağmen, hiçbir eğitmen bu riski almaya yanaşmıyor. Ortada kalan ve harcanan ise Türk eğitim sistemi oluyor.

Korku imparatorluğu ise eğitmenlerin önündeki en büyük engellerden biri. Bu konuya “devlet politikaları” başlığında detaylı bir şekilde değineceğiz.

Aynı zamanda, öğretmenlerin ya da akademisyenlerin eğitim sistemini iyileştirmeye yönelik herhangi bir iyileştirme çabası ya da teşebbüsü olmaması, bu konudaki en büyük çıkmazların başında geliyor.

Bir sonraki başlıklar;

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.