Halkla İlişkiler

Bilişsel Çelişki Kuramı

İletişimde ve sosyal bilimlerde bilinmesi gereken önemli kuramlardan biri de Bilişsel Çelişki Kuramıdır. İki veya daha fazla bilişten biri diğeri ile uyuşmuyorsa ya da tersini gerektiriyorsa çelişkidir. Çelişkinin formülü;

Çelişki, birey için rahatsız edici rahatsız edici bir durumdur. Bireyde çelişkiyi ortadan kaldırma ya da en azından azaltmaya yönelik motivasyonlar yaratır.

Çelişkili olan inanç;

1-) Görüş veya davranışlardan birini ya da birkaçını değiştirmeye,

2-) Uyuşmayı artıracak yeni enformasyon ya da inançlar edinmeye ve dolayısıyla toplam çelişkiyi azaltmaya,

3-) Çelişkili olan bilinçlerin önemini azaltmaya veya unutmaya çalışır.

*Eğer birey bu çabaların herhangi birinde başarılı olursa ve buna ek olarak fiziksel ya da sosyal çevreden destek bulursa, çelişki ortadan kalkar ya da azalır.

Seçici Açıklık

Çelişki yaşayan kişi, sadece çelişkisini azaltmaya çalışmakla kalmaz; artırma olasılığı bulunan durumlardan ve enformasyondan da korunmaya çalışır. Şu koşullarda bu durum ortaya çıkmaz;

1-) Kişinin tutum veya bilişsel sistemi güçlü olduğunda ve çelişkili enformasyon ile bütünleşebildiğinde ya da karşı tez üretebildiğinde,

2-) Tutum veya bilişsel sistemi çok zayıf olduğunda, ve bu nedenle uygun tutum ve davranış değişikliği yaratmak üzere, gerçeği bulmak uzun vadede daha iyi göründüğünde.

Bilişsel Çelişki Kuramının bir duruma uygulanabilmesi için;

a-) Çelişki sürecinin tanımlandığı ve yaşandığı bir kararın mevcudiyeti,

b-) Bu kararın bireyin özgür seçiminin sonucunda  verilmiş olması ve çelişki yaratma olasılığının, önceden birey tarafından bilinmesi anlamında, kararda bireyin sorumluluğunun bulunmaması gerekliliği.

Karar Sonrası Bilişsel Çelişki

Çelişki, her karar verme durumunda kaçınılmaz olarak yaşanır. Çünkü, karar verme durumları, alternatifleri (olumlu, olumsuz; iyi kötü yanlarıyla) değerlendirmeyi içerir.

Karar sonrası çelişkinin büyüklüğü, sadece kararın önemi değil, aynı zamanda seçilmeyen alternatifin cazibesi ve karar için alternatiflerin bilişsel alanda ne ölçüde örtüştüğünü belirler.

Bazı araştırmalar kişilerin, geriye dönemeyeceği bir karar verdikten sonra uyuşmazlık yaşadığında, karardan vazgeçemeyeceği için, tutumunu kararı yönünde değiştirerek çelişkiyi çözmeye çalıştığını göstermiştir.

Zorunlu Uyma ve Çelişki

Eğer bir çelişkili durum için dış kaynaklı bir zorlama, zorunluluk ya da haklı sebepler varsa, kişi büyük olasılıkla çelişki yaşamayacak ve sonuçta tutumunu değiştirmeyecektir. Ancak kendisinin tamamen özgür olduğunu kabul ediyor ise, ilgili konuda tutum değişimi gündeme gelecektir.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.