Düşünce

İlgi Beklemek

İki şey insanı yaralar demişti şairin biri. İlki beklediği insanlardan gelmeyen en ufak bir ilgi; diğeri beklemediği insanlardan gelen saplantılı sevgi. Öyle ki insan sevgisinin karşılığında bir ilgi bekler; insana sevgi ise ancak beklediği insanlardan olunca muteberdir. İlgi beklemek, insanın yaratılışında olan bir şey; bir eksiklikten çok bir fıtrattır. Olması gerekendir kısaca.

İlgi beklemek, olmayan bir şeylerden veya gerçekleşmemiş duygulardan değil; var olandan istenince anlamlıdır. Yoksa öbür türlüsü kuru bir hayale kapılmaktan başka bir şey değildir.

Daha çok çocuklarda ve yaşlılarda olan bu özellik başkalarının kendisine sürekli ilgi göstermesi, onla vakit geçirmesi şeklinde gerçekleşir. Bu iki çağdan da farklı olarak insan, en aklı başında olduğu çağlarında ilgi bekliyorsa bunu biyolojik olarak değil ruhi anlamda istiyordur.

İlgi, sevgiyi ilerletir; sevgiyi ölümsüz kılar. İki sevgiliden biri mutlaka diğerine göre daha ilgilidir ya da diğerine göre daha çok ilgi ister. İlgilenen sevgilinin bir art niyeti yoktur. Aslında ilgi sayesinde sevginin daha çok büyüyeceğine inanır.

İlgi bir süreden sonra tarafları sıkar. Çocuk ilgisidir bu. Yetişkin ilgisi olmayan bir ilgi. Başına bir şey gelecek, kendisini hasta edecek endişesi gibidir. Bu ilgi, gece üstünü açınca örtmek gibi bir ilgiye dönüştüğünde karşı tarafta bunalıma yol açar; ilgiden kurtulma çabasına gidilir. Nihayet aşırı ilgi, ilişkileri tahrip ederek sağlıklı ilerlemesine engel olur.

Sevgili, ilgi beklemek ve ilgilenmek demektir. Sırf ilişkinin devamı için ritüelleri devam ettirmek ve ilgiyi göz ardı etmek, sevginin aksamasına neden olacağı için bir yerlerde ilgiyi kesmemek lazım.

İlgi beklemek bazen gözünün içine bakıp bir tepki almayı ummak gibi aciz bir eylemdir. Bir tepki beklersiniz ama gelmez. Kendinizi kanıtlamaya ya da fark ettirmeye çalışırsınız ama olmaz, gerçekleşmez, fark etmez. Boynunuz bükük bu denemeden de ayrılırsınız.

Velhasıl ilgi, varlığında insanı dünyanın en mutlu bireyi; yokluğunda en bahtsızı yapan anlaşılması güç bir durumdur. Hele de ilgi çok beklediğiniz birinden gelmiyorsa ve elinizden bir şeyler de gelmiyorsa üstelik o zaman korkunç bir gerçekliğe dönüşüyor; buz gibi soğuk, ustura gibi keskin…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.