Eleştiri

Koton: Az Eleman Çok İş

Son yapılan güncelleme ile Koton, Türkiye’nin en büyük 11. perakende şirketi konumuna yükseldi. Çalışanlar ve yönetici kadro arasındaki farklar, her özel kurumda olduğu gibi Koton’da da oldukça fazla. Daha önce Koton hakkında birçok yazı kaleme almış, Koton hakkında birçok bilgiyi burada paylaşmıştım. Bu seferki yazım ise Koton’un personel anlayışı için olacak. Koton’un temel felsefesi: Az elaman çok iş.

Birçoğumuzun yakından bildiği ve en azından alışveriş yaptığı ya da hediye aldığı mağaza olan Koton’da durumlar hiç de dışarıdan göründüğü gibi değil. Koton’un en büyük sıkıntılarından biri az elamanla çok iş yapma düşüncesidir.

Bu bağlamda mağazalarda çalışan Part-Time ve Full-Time sayısı, mağazadaki işlere göre oldukça az. Örneğin A, A+ ve B kategorisi mağazalarda da durum yine aynı. Her reyonda görevli olan bir Full-Time ve bir Part-Time olmasına karşın bazı mağazalarda, özellikle A+ mağazalarda, Full-Time ve Part-Time’ların sayısı değişiklik gösterebiliyor.

Özellikle Cumartesi ve Pazar günleri, mağazalar hafta içine göre daha kalabalık olduğundan, mağaza kapanışları, gece 11’e kadar uzuyor. Koton bu durumdan şikayetçi mi? Hayır: Daha az eleman, cepten çıkacak daha az para demek.

Ama, sayımda çıkan eksikleri, çalışanlarından kesen Koton’un hırsızlığın yapıldığı kabinlerde görevli bir eleman almamaktaki ısrarı da yine her şekilde “kazandığını” gösteriyor.

Oysa bir tane kabin görevlisi alsa, sayımda çıkan eksiklikler de büyük oranda azalacak. Fakat yukarıda bahsettiğim gibi Koton, kabin görevlisi almamakta ısrar ediyor.

Haliyle eleman kıtlığı yaşayan mağaza personelleri, müşteri ile ilgilenip, reyon düzenini sağlayıp aynı zamanda kabinleri toplayıp dağıtmak zorunda. Kabindeki güvenlik sorunu ise tüm bu yoğunluk arasında unutulup gidiyor. Cezası ise sayımda çıkan eksiklerin pirimden kesilmesi. Örneğin 1500 lira pirim cezası olan bir satış danışmanı, verilen tüm hedefleri %100 gerçekleştirse dahi üç ay prim alamaz. Pirim cezası ancak üç ayda doluyor.

Zaten son değişikliklerle birlikte sayımlar yılda iki kez yapılmaya başladı ki Koton’un hiçbir çalışanına pirim vermeye niyeti yok.

Koton, misyon ve vizyon olarak büyüdükçe, kendisini büyüten işçilerin cebindeki paralara dahi göz dikebiliyor. Daha hiç fazla mesailerden, artan yıllık izinlerden, mağaza içi yükselmelerden ve hiyerarşiden bahsetmeyeceğim. Koton, az eleman çok iş düşüncesi etrafında hareket ettikçe personellerin sahiplenme duygusu da giderek azalıyor. Hali hazırda 20.000’in üzerinde çalışanı ve 400’ün üzerinde mağazası olan Koton’da anormal derecede çalışan sirkülasyonu var.

Son olarak, çalışanların yol paralarını vermemesi ile Habersol’a manşet olan Koton’un daha bilinmeyen, karanlık onlarca yönü var.

Koton geçtiğimiz sene 20. büyük perakende şirketiydi bu sene 11. şirketi. 9 sıra birden atlaması elbette ki bir şeylerden kıstığını gösteriyor. Kimden? Tabi ki işçilerinden/çalışanlarından. Bu çerçevede en büyük teselli toplu işçi çıkarmaların olmayışı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.