Marksist Kuram Özelinde Zor Durumda Yapılan Eylem
Toplum belli bir düzen ve etkileşim sistemi halinde varlığını sürdürmektedir. Her toplumun kendine has norm ve değerleri vardır. Toplumda düzen ve etkileşim olduğu gibi düzensizlikler de vardır. Bu da toplumda suç ve sapmaların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Toplumu meydana getiren insanların varlığından beri düzen ve etkileşim olduğu gibi toplumda suç ve sapmalar da meydana gelmiştir. Sapma durum kişinin davranışının, toplumun norm ve değer yargılarının dışında kalması durumudur. Suç ise kanunlarca yasaklanan ve yapılması durumunda bir cezaya tabi tutulma davranışlarının sergilenmesidir.
Marksist Kuram özelinde, parası olmadığı için çocuğuna ilaç alamayan bir babanın eczaneden ilaç çalmasını ele alacağım. Ele aldığım konuyu Marksist Kuram üzerinden değerlendireceğim.
İlk olarak kuramı açıklarsak: Marksist kuram; suçu tanımlayan normların ve yasaların egemen sınıfların değerlerini yansıttığını ve onların çıkarlarını temsil ettiğini söyler. Marksist kuram da kapitalizm ile suç arasında güçlü bir ilişkinin olduğu varsayılır. Kurama göre kapitalizm suç yaratan bir sistemdir.
Yukarıda belirtildiği üzere suç yalnızca suçu işleyen kişinin iradesine kalmamıştır. Bazı durumlarda kişi kendisine göre başka bir seçeneğinin kalmaması, çaresizlik gibi sebeplerden ötürü suçu işlemeye başka kişiler, toplum, düzen veya sistemden dolayı mecbur kalmıştır. Suçun işlenmesine sebep olan suç motivasyonu ve suç fırsatları bulunmaktadır.
Marksist kurama göre içinde yaşadığımız toplum kapitalizme ne kadar evrildi ise sisteme dayalı suçta artmaktadır. Burjuva sahibi kişiler ve proleterya arasında gerçekleşmektedir. Ele aldığımız hırsızlık suçun da hırsızlığı yapan zanlının kapitalizmin istediği standartların altında kalmasından ötürü çocuğu için temel bir ihtiyaç olan ilacı temin edememiştir. Belki de kapitalizmin isteklerine yetişmek adına – ev, iş, faturalar, kira, eşya, erzak ihtiyacı- durmadan çalışsa da yetememektedir. Bir de- olasılık- kapitalizmin bireyden istediği “doyumsuz” olma düşüncesine kapılarak, ekonomik yetersizliğin bunalımına maruz kalmıştır. Bu duruma maruz kalan kişi belki de etrafında kişilerin yönlendirmesi ile eczaneden ilaç çalması düşüncesi kendisini suça motive etmiştir. Yine zanlıyı maddi yetersizlikler, çaresizlik, toplum ve ilgili sağlık personeli tarafından ilacı alamadığı için hor görülme, eşinin ve ailesinin gözündeki ev reisliği itibarının zedeleneceğinden korkması, çocuğunu kaybetme korkusu, özgüvenin sarsılması, erkekliğime laf gelir düşünceleri kendisini suçu işlemeye motive etmektedir.
Zanlının davranışı sergilemesine sebep olan suç fırsatı eve giderken parasının olmadığını ve çocuğunun ilaca ihtiyacının olduğunu düşünürken kapalı olan eczanenin önünden geçmesi, kimse yokken ilacı çalabilirim düşüncesinin oluşması ile gerçekleşmiş olabilir. Diğer suç fırsatı ihtimalleri ise sosyal devlet olma olgusunun yerine getiremeyen Sağlık Bakanlığı ve hükümetin kendisini mecbur bıraktığını düşünmesi, ailesinin kendisine belli bir birikim bırakmamasından ötürü onların yüzünden hırsızlık yaptığı düşüncesi olabilir.
Gerçekleşen hırsızlık olayı hem suç hem de sapma barındırmaktadır. Toplumsal normlara aykırı ve toplum tarafından dışlanmaya sebebiyet veren bir durumdur. Suçtur çünkü, yasal olarak istenmeyen ve yasaklanan bir durumdur. Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesine göre en basit suçların cezası dahi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmaya sebebiyet vermektedir.
Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi Marksist Kuram’a göre kişinin suçu işlemesi bazen sisteme göre gerçekleşebilmektedir. Kapitalist sistemin istekleri yerine getirilmeyince suç ve sapmalar meydana gelmektedir.