Sosyoloji

Misafir Karşılama, Ağırlama ve Uğurlama Adabı

Her ne kadar İran ve Arap kültüründen etkilenmiş olsak da Türk kültürü başlı başına bir kültürdür. Sabah erken kalkma adetinden tutun kahvaltı alışkanlıklarına, giyim kuşam tarzından aile içi dinamiklere kadar her şey kültürümüzün bir parçasıdır. Fakat zaman içerisinde öyle bir kültür edindik ki kültümüzün en değerlisi, asırlar boyunca eskimeyen, değişmeyen bir gelenek ve daha çok adap olmuştur: Misafir karşılama adabı.

Misafir, Tanrı’nın bir hediyesidir kültürümüze göre. Ne kadar yakinen tanıyor olsak da evimize birilerinin gelmesi demek standart biçimde işleyen düzenimizde iyileştirme yapmamız demektir. Hane düzeni işleyişi ve hanedeki yapı misafir gelmeden önce farklıdır, misafir geldikten sonra farklıdır ve giderken de farklı olmak zorundadır. Millet olarak biz Shameless izleyen bir nesil büyütmedik içimizde. Biz misafire yeri geldiğinde paspas olabilecek nesiller yetiştirdik asırlarca. Ve misafire gösterdiğimiz özeni en yakın dostumuza, arkadaşımıza gösterdiğimizden daha fazlası ile gösterdik.

Misafir her şeyden önce toparlanmak demektir. Pijamaları çekip pembe dizileri ya da futbol maçını seyretseniz de misafirin gelmesi durumu o pijamaları çıkarıp pantolon giymeyi size mecbur bırakmalı ve eğer kültürünüzü kaybetmek istemiyorsanız bu durumdan gocunmamalısınız. Misafir ayrıca karşılamak demektir. İki saat önce dışarıda gördüğünüz birisi evinizi şereflendirdiğinde kalkıp, kapının eşiğinde bekleyip onu karşılamalısınız. El sıkışmalı içeri buyur etmelisiniz. Bir kültür kolay kolay oluşmuyor ne yazık ki ve kültür öyle kopyacılıka veya basitlikle kurulmuyor maalesef. Kültür asırlar boyu devam eden bir geleneğin yazılı olmayan kısmıdır. Ve devamı ancak birikimden daha fazla özenle sağlanabilir.

Misafir buyur edildikten sonra ‘buyrun’ denmeli evin en güzel köşesine. En rahat koltuk hangisiyse ona oturtulmalı mesela. Açsa yemeği, susuzsa suyu verilmeli. Kendi evindeymiş gibi hissettirilmeli kısaca. Küçük çocuğu markete salmalı mesela misafir gelmeden. Bisküviler, ekler alınmalı gofretler, çikolatalar alınmalı. Misafir umduğunu değil ya işte bulduğunu yer. Bulduğu umduğu olması için çok imkan verilmeli. Ve her şeyden önce heyecan duyulmalı eğer evde bir misafir varsa. Gözünün içine bakılmalı, önemli ve de değerli hissettirilmeli.

Karşılama ve ağırlama merasimi biten misafir yine en güzel şekilde uğurlanmalı hatta uğurlanması, ağırlanması veya karşılanmasından çok daha heybetli olmalı. Misafirin gözü içeride kalmalı ‘bir daha ne zaman gelirim bu eve’ dercesine. Sonrasında maçınızın özetini izlersiniz ya da pembe dizinizin tekrarını ama misafir bir kez gelir ve bir kez değerlendirir sizi. Kim bilir belki bir daha ne zaman gelecektir? Onun için misafir bir velinimet olarak görmek gerekir.

Başka kültürde şöyle böyle gibi kelimeler beni zerre alakadar etmiyor ne yazık ki. Varsa yoksa benim için, benim kültürüm, benim adetlerim ve benim değerlerimdir. Ben topluca Shameless gibi gayri ahlaki bir diziyi izlemektense, bin misafiri bir günde kabul etmeyi tercih ederim.

Shameless dizisine bir başka yazımda uzun uzun değineceğim. Şimdilik hoşçakalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.