Dini

Sodom ve Gomara Nedir? Sodom ve Gomara Halkı Neden Helak Oldu?

Sodom ve Gomora, işledikleri günahlardan ötürü gökyüzünden yağan bir ateşle helak edilen kavim. Şu anda İsrail sınırları içerisinde bulunan Lut Gölü’nün güneydoğusunda yer alan el-Lisan Yarımadasının güney kısmındaki suların altında kaldığı tahmin edilen Sodom ve Gomora şehirleri, ayrıca Admah, Tseboim ve Tsoar ile birlikte Kitab-ı Mukaddes’te ismi geçen düzlük şehirlerden biridir.

Etimoloji

Sodom ve Gomara şehirlerinden Sodom şehrinin ismi, Akdeniz’in güneybatısında bulunan Sodom Dağından geldiği biliniyor. Gomora şehinin anlamının nereden geldiği konusunda ise henüz net bir bilgi yok.

Jeolojik Yapıyı Değiştiren Deprem

Kitab-ı Mukaddes’in Tekvin bölümünde işledikleri günahlardan ötürü helak edilen Sodom ve Gomora şehirlerinin İsrail’de bulunan Şeria Nehri ve Doğu Afrika’da yer alan Zambezi Irmağı arasında yer alan Büyük Rift Vadisi’nde meydana gelen bir depremle yok olduğu bilinmektedir. Depremin aynı zamanda Milattan Önce 1900 yılında olduğu tahmin edilmektedir.

Sodom ve Gomara şehirleri, şiddetli bir deprem sonucunda tamamen yok olmuşlar ve gölün tabanına gömülmüşlerdir. Arkeolojik kazıların ışığında söz konusu bölgenin Orta Tunç Çağında tarıma elverişli bir yer olduğu, ekilebilir tarım alanlarının olduğu biliniyor. Öte yandan bölgede yapılan araştırmada Sodom ve Gomara şehirlerinde yeterli miktarda suyun da var olduğu bilinmektedir.

Bu bilgi bizleri, Hazreti İbrahim’in kendisine inanan ilk kişiler ve Hazreti İbrahim’in yeğeni olan Lut’un Sodom ve Gomara şehirlerini (Lut Gölü’nün yer aldığı Siddim Vadisini) hayvanlarını otlatmak için seçtiği bilgisine ulaştırmaktadır.

Kitab-ı Mukaddes’te sözü edilen kükürt ve ateşin ise başta Siddim Vadisi olmak üzere bölgenin tamamının jeolojik yapısını değiştiren ve deprem sırasındaki petrol ve doğalgaz yataklarının patlayarak yanması sonucu yeryüzüne çıktığı tahmin edilmektedir.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun aynı isimdeki romanı olan Sodom ve Gomara’da da benzer bir tema işlenmektedir. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesinden sonraki süreçte yaşanan İstanbul’la ahlaki çöküntü ve etik dezenformasyon, Yakup Kadri’nin Sodom ve Gomara adlı kitabının ana temasını oluşturuyor.

Sodom ve Gomara Halkı Neden Helak Edildi?

Kitab-ı Mukaddes’te ve Kuran-ı Kerim’de Sodom ve Gomara’nın neden helak edildiğine dair birkaç bölüm vardır. Kuran-ı Kerim’in Araf ve Kajmer surelerinde Sodom ve Gomara halkının neden helak edildiği bahsi geçmektedir.

Yaratılış 13:13

“Sodom halkı çok kötüydü. RAB’be karşı büyük günah işliyordu.”

Kur’an-ı Kerim’de Kamer suresi 44. ayetinde mealen şunlar yazar: “Lut’un kavmi melekleri istedi hemen biz onların gözlerini kör ettik anadan doğma gibi kör oldular işte azgınlığın ve tehditlerinin akıbetini tadın dedik.”

Yine aynı şekilde Kuran-ı Kerim’in Araf suresinde de söz konusu kavim, Sodom ve Gomara halkıyla ilgili şöyle bir bölüm vardır;

”Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı ‘fahşayı’ (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, ‘müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz.”

Sodom ve Gomara halkının helak edilmesinde en büyük neden cinsi sapıklıklar içinde olmalarıdır. Erkek erkeğe ilişkinin hat safhada olduğu ve her türlü cinsel sapıklığın yaşandığı bu yer, Allah’ın gazabına uğramış ve yeryüzünden silinmiştir.

Hazreti İbrahim ile aynı dönemde yaşayan ve Hazreti İbrahim’in yeğeni olan Hazreti Lut, kavmini tebliğ etmekle görevlendirilmişti. Fakat kavmi, büyük bir sapkınlık ve delalet içindeydi.

Yaygın olarak bilinen bir rivayete göre Allah, Hazreti İbrahim’in yeğeni olan Hazreti Lut’a türlü azgınlıklar ve sapıklıklar içerisinde olan Sodom ve Gomara halkını sınamak ve onlara ceza vermek için üç büyük meleği gönderir. Bu melekler Cebrail, İsrafil ve Mikail’dir. Melekler, insan suretine bürünüp Hazreti Lut’un evine gelirler fakat Hazreti Lut’un diğer kavimler gibi azgınlaşmış ve sapık olan eşi misafirleri şehir halkına söyler.

Bunun üzerine Sodom ve Gomara halkı, Hazreti Lut’un evini zorlamaya başlar. Hazreti Lut, ne yapacağını şaşırmıştır. Daha sonra azgınlaşan Sodom ve Gomara halkı, “misafirleri bize verin” diyerek Hazreti Lut’un evinin önünde toplanır. Hazreti Lut ise Sodom ve Gomara halkına belki de son ikazını şöyle yapar:

“Onlar (üç büyük melek) benim misafirlerim. Siz böyle yaparak beni mahçup mu etmek istiyorsunuz? Ne olur yapmayın. Alın kızlarımı size vereyim. Nikah kıyın. En çirkin olanınız kızımla evlensin. Yeter ki misafirlerim ve beni daha fazla mahçup etmeyin.”

Fakat azgın Sodom ve Gomara halkı, bu isteği reddederek şöyle söylerler:

“Biz kadın istemiyoruz. Bize erkekleri ver”

Kapıyı kırma derecesine gelen Sodom ve Gomara halkının bu son yaptıkları, artık bardağı taşıran son damla olmuştu. Melekler Hazreti Lut’a gecenin bir vaktinde ev halkını (karısı hariç) alıp şehrin dışına kaçmalarını ve asla arkalarına bakmamalarını söylemiştir. Melekler, Lut Aleyhisselam’a Sodom ve Gomara halkının helakının sabah vaktinde olacağını söylemişlerdir.

Sodom ve Gomara halkının bundan sonraki akıbeti ise Kuran-ı Kerim’in Kamer suresinde şöyle anlatılmıştır;

“Lut’un kavmi melekleri istedi hemen biz onların gözlerini kör ettik anadan doğma gibi kör oldular işte azgınlığın ve tehditlerinin akıbetini tadın dedik.”

Sabah vakti olduğunda Sodom ve Gomara eşi benzeri görülmemiş bir şekilde helaka uğrar. Allah’ın gazabı, üzerlerine çökmüştür. Sodom ve Gomara halkının üzerlerine ateş ve taş yağmaya başlar; kükürtle birlikte Sodom ve Gomara halkı, Lut Gölü’nün dibini boylamıştır. Şehir, jeolojik yapısı tamamen değişmek üzere yerle bir olmuş ve şehir tabiri caizse haritadan silinmiştir.

Günümüzde Lut Gölü’nden bir görüntü.

Bugün çok enteresan bir şekilde Lut Gölü, dünyanın en derinde yer alan, dünyanın deniz seviyesinden en alçakta bulunan gölüdür. Gazap öylesine şiddetli olmuştur ki Sodom ve Gomara halkı, yeryüzünün en derin noktalarından birine gömülmüştür.

Bugün Lut Gölü, tabanının tamamen balçıkla sıvanmış olması ile bilinir ve çevresi son derece kötü kokmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.