Sosyoloji

Kültürel Küreselleşme Nedir?

Kültürün toplumdan topluma farklılaşması göz önüne alındığında, her kültürel yapının bir kendine özgünlük taşıdığını söyleyebiliriz. İşte bu durum, farklı toplumların kültürlerinden bahsedebilmeyi mümkün kılmaktadır. Kültürlerin farklılaşması, aslında bir etkileşim, iletişim ve tanıma bakımında önem taşımaktadır. İnsanoğlunun tarihsel süreci içerisinde sönmüş kültürler de dahil olmak üzere olabildiğince farklı kültürlere rastlamaktayız. Bunların bir kısmı folklorik özellikler kazanarak tarih sahnesindeki yerlerini almışlardır. Yakın zamana gelinceye kadar farklı kültürleri tanıma daha çok ticaret kervanları, yolculuklar ve özel gayretler ile mümkündü. Örneğin Haçlı Seferleri ile Batı dünyası Doğu medeniyetinin zenginlikleri ile karşılaşmış ve bu zenginlikleri kendi ülkelerine götürmek istemişlerdi. Ancak iletişim araçlarının getirdiği imkanlar, yolculukların kolaylaşması, farklı kültürlerin günümüzde tanınmasını daha da kolaylaştırmıştır.

Kültürel anlamda küreselleşmenin iki boyutunu burada zikretmeliyiz. Birinci boyut, modern Batı toplumunun tüm dünyaya yayılması anlamında bir küreselleşme. İkinci boyut da, farklı yerel kültürlerin dünya ölçeğinde kendilerini daha çok rahat edebilmeleridir ki, böylece tüm dünyada dolaşıma girebilmektedirler. Modernlik çok geniş arka planıyla Batı kültürü ve yaşam tarzını içermektedir. Batının tüm dünyasının modernleşeceği iddiası, zaten özünde küreselleştirici bir özellik taşıdığını göstermektedir. Hakikaten modernizm çok farklı yollarla dünyada birçok ülkeyi etkisi altına almıştır. Dolayısıyla bugün modern Batı kültürü global çapta yaygınlık kazanmış durumdadır.

Öte yandan farklı kültürlerin dolaşıma girmesiyle, kültürel anlamda bir çoğulculuk meydana gelmiştir. Bu anlamda kültürün küreselleşmesi, kültürel çoğunluğun artması süreci olarak da görülmektedir. Bugün sıklıkla tartışılan ”çokkültürlülük” kavramı, hakim kültür yanında her kültürün kendini ifade etmesini içermektedir. Diğer yandan bu iki boyutun, yeni hakim kültürlerle yerel kültürlerin etkileşimi de yeni kültürel durumları dünya insanının önüne getirebilmektedir. Bu etkileşimler, bir kültürün kendisini ifade edebilmesi şeklinde gelişebileceği gibi, bir eklektiklik (her kültürden farklı unsurları bir araya getirerek bir bütün oluşturma) biçiminde de olabilir.

Kültürel küreselleşmenin bir topluma verdiği en büyük zararlardan biri de popüler kültürdür. Çok çabuk tüketilen ve trendlere bağlı olarak ilerleyen popüler kültür, yerel kültürün yozlaşması ve hakim kültüre başka ülke ve medeniyet kültürlerinin sorgulanmaksızın enjekte edilmesi anlamına geliyordu. Küreselleşen kültürle beraber insanlar başka ülke ve coğrafyalara gittiklerinde şaşırtıcı bir manzara ile karşılaşmıyor ve neredeyse alışma süresini saatlerle yıkabiliyordu. Örneğin, tüm dünya insanlarının elbise aldıkları yerler, ayak üstü bir şeyler atıştırdıkları yerler ve hatta kahvesini içerken okudukları kitap, dergi ve gazeteler dahi paralellik göstermektedir. Küreselleşmenin inanılmaz boyutları ulusların kesin kalıplar içinde yüzyıllar boyunca muhafaza ettikleri kültürleri birer birer yok etmektedir.

Aynı zamanda yerel olan ve bölgeyi, coğrafyayı, yansıtan silüetler de yine kaybolanlar arasındadır. Has olma, sadece bir beldeye özgün olma gibi değerlerin yine aynı akıbete uğradıklarına şahit oluyoruz. En basitinden mahalle market veya manavlarının yerini yeni ve modern, çok kapsamlı süpermarketler almaktadır. Yani özünde herkesin giydiği, yediği, içtiği ve gezdiği yerler hep aynı olsun; ortaklaşa bir dünya düzeni olsun mantığı, kültürel küreselleşmenin temel felsefesi konumundadır.

Konuyla ilgili olarak aşağıdaki yazımızı okuyabilirsiniz;

Küreselleşme Nedir? Küreselleşme Teorileri ve Yaklaşımları ile Politik Tabanda Küreselleşme

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.