Tarih

Timurlenk Kimdir?

Tarihte çok fazla tartışmalara yol açan Timur’un çok sayıda soru işareti  bıraktığı da görülmüştür. Türk mü? Moğol mu? Zalim , despot mu, yoksa fetihçi bir komutan mı olduğu konusunda devam eden ayrılıklar şöyle dursun;

Seferlerinin çoğunu Türk İslam devletleri üzerine yapan Yıldırım Beyazıt işe yaptığı mücadelelerle Ankara Savaşı’ndan sonra fetret döneminin başlamasına neden olan Timur’u yakından inceleyelim.

 

Ankara kuşatmasıyla fetret dönemine neden olur ve İstanbul’un Feti’nin 30 yıl geciktirin Timur, Yunan ve Roma eserlerinin kalıntılarını kaldırmış ve yıkmış olması sebebiyle ona “yıkıcı” adı konur.  Gençliğinde aldığı bir yara sebebiyle sağ bacağında yara yüzünden aksamasından dolayı Farslar da ona küçültücü olarak ‘Timurlenk’ yani -aksak Timur- demiştir. Özbek Türkleri için büyük bir komutan olan Timur milli kahraman olarak tanınır.

 

Türk İmparatorluğu’nun kurucusu olan Timur Türkistan’ da Semerkant’ın güneyi Keş’de 9 Nisan Salı günü 1336’da dünyaya geldiği Şerefettin Ali Yezdin’in Zafernamesi’nde bilidirilir.  Rivayetlere göre avucunda pıhtı kan ve ihtiyar adamın saçları gibi ak saçlı doğduğu söylenir. Bu durum şöyle açıklanmıştır; avucundaki olan kan ilerde çok kan dökeceği, yine saçlarının  ak olması ise erken yaşta gelen bir olgunluk olarak ifade edilmiştir. Bu durum dolasıyla ilerde önemli işler başaracağına inanılmıştır. Babası Çağatay Hanlığına bağlı Orta Asya’dan gelen bir Türk kavmi olan Barlas Oyma’nın  beyi Emir Turagay, annesi Tekine  hatundu. Timur çocukluğunda da çok fazla olaya karışmış hatta bir çete kurduğu da söylenmektedir.  Ayağında oluşan aksaklığın sebebi de bu zamanda meydana geldiği söylenilmektedir.  Cengizhan soyundan gelen Çağatay Han’ı Kazan Han’ın kızı Sorah Han’ı nikahına  alarak soylu bir ünvana kavuşur. Cengizhan’ın soyunun damadı  anlamına gelen “Küregen” lakabını taşımaya hak kazanır. Timur Cengizhan ile akrabalığa ayrı bir önem vermiştir.  CengizHan’ın soyundan gelmediği gibi için ‘Han’ ünvanını kullanmamış yerine ‘Emir’ ünvanını kullanılır.

 

Timur önce çevre güvenliği ve genişletme yoluna giderek seferlere çıkmış çok değişik savaş teknikleri üretmiştir,  psikolojik savaş tekniklerini başarıyla sonuçlandırmış daha savaş başlamadan hep bir adım önden gitmiştir. Feth etmek istediği ülkelerde önce istihbarat çalışmaları ve harita çalışmaları yaparak ilerlemiştir.  Ordusu; Kıpçak Türkleri, Harezmi-Moğol  okçuları, Karatatay,  Türkmen süvarileri  ve Hindü  bölgesinden getirdikleri fiillerden oluşmaktaydı.

Timur  yakar yıkar taş üstünde  taş bırakmazdı. İmparatorluk İslam medeniyetini kapsamakta ve kurduğu bu düzen ile göçebe Türk topluluklarının İslamlaşmasında önemli rol oynamıştır. Bunun yanı sıra Moğol geleneklerini de yaşatmıştır.

 

“Madem ki gökte bir tanrı var dünyada da bir hükümdar olmalıdır,  zaten yeryüzü bir kişinin isteklerine yanıt veremeyecek kadar küçüktür”  diyerek dünyaya hükmetme isteği açıkça belirtir.

Çoğu şehri yakmış yıkmış fakat katıksız bir barbar ya da bozguncu olmamıştır. Alime,  sanatçıya tarihçi ve din adamına büyük önem vermiş Semerkant’ı büyük bir kültür ve medeniyet bölgesi yapmayı planlamıştır. bununla birlikte Semerkan’da zorla alim getirmek istediği de rivayet edilir. Cezalandırırken son derece adaletli mükâfatında ise cömerttir.  Yanına sığınanları ise gayet adaletli ve iyi davrandığı söylemiş,  Yıldırım Beyazıt’a kötü davrandığı iddiaları dönemin Osmanlı tarihçilerinin abartması olarak görülmüştür. Aksine onu yanından ayırmaz ve ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek sevgisini göstermiştir.  

Satrancı çok seven Timur sinirlendiği zaman rahatlamak için santranç oynar oyunda son derece iyi olduğundan dolayı yanına kimse gelmeye  cesaret edemezdi.  Satrançtaki taktikleri savaş meydanında da son derece yerinde kullanırdı.  Yıldırım Beyazıt ile yaptığı Ortaçağın en büyük meydan savaşı olan Ankara Savaşı’nda galip  gelmiş bunun sonucunda Avrupa’yı bir koku kaplamış, Osmanlı devleti fetret dönemine girmiştir.  Anadolu’daki son hıristiyan yönetimini de sonlandırdıktan sonra Anadolu’yu  terk edip asıl hedefi olan Çin üzerine sefere başlar ancak Çin’e giderken 18 Şubat 1405 tarihinde kulunç rahatsızlığı sebebiyle 69 yaşında vefat eder. Cenazesi Semerkand’da getirilerek torununa yaptırdığı türbeye defnedilir. Bugün Timur İmparatorluğu’nun özünü oluşturan halktan geriye Özbekler kalmıştır. Kültürel mirasını da en çok Özbekler sahip çıkmaktadır,  kendisine “ Emir Temür” şeklinde hitap ederler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.