Düşünce

Bilgi Hastalığı Nedir?

Bilgiyi özellikleri ve sonuçları ile bir bütün olarak değerlendirdiğimizde birtakım sorunlara ve hastalıklara sebeb olduğunu gözlemleyebiliriz. Bilginin neden olduğu hastalıkların başında tıbben bir açıklaması olmayan “bilgi hastalığı” gelmektedir. Bilgi hastalığı nedir? Bilgi hastalığı adı verilen bu hastalık kimlerde görünür? Özellikleri nelerdir?

Öncelikle bilgi hastalığına tutulmuş kişilerin genellikle entelektüel bir birikime sahip oldukları gerçek bir durum tespitidir. Öte yandan bilgi hastalığı, işi araştırma ve inceleme yapmak üzerine olan insanlarda da yine sıklıkla görülen bir hastalık çeşididir. Bilgi hastalığı nasıl başlar?

Bilgi hastalığının ortaya çıkmasındaki en önemli faktörün herhangi bir bilgiyi öğrendikten sonra konuyu tam anlamıyla anlamak açısından konuyla alakalı diğer bilgileri de öğrenmeyi istemekle başladığı bilinen bir gerçektir. Belirli bir konu üzerindeki bilgi sayesinde o konuyla ilgili tüm bilgilerin öğrenilmek zorunda olması bilgi hastalığını doğurur.

Bilgi hastalığı nedeniyle insanların alanlarından veya araştırma sahalarından çok daha farklı mercilerde uğraşmaları da yine bilgi hastalığının bir sonucudur. Bilgi hastalığının entelektüel çevrelerde yaygın olmasının diğer bir sebebi ise “öğrenilmeyen her bilginin rahatsız edici olması”dır.

Öte yandan bilgi hastalığı, hastalıklar arasında belki de en zararsız hastalıkların başında gelmektedir. Fakat hastalığın ileri derecedeki boyutlarda tezahürü kişiyi psikolojik bunalıma itebilir ve o psikolojik bunalımdan çıkamamasına da sebebiyet verebilir. Bu kapsamda değerlendirmek gerekirse bilgi hastalığı özünde “hakikata erişmek” için ideal; saplantılı hali, her hastalık gibi sonucunda ölümü getirecek kadar tehlikelidir.

Aydın çevrelerin genelde bu hastalığa tutuldukları bir gerçektir fakat bu hastalıktan pek de muzdarip oldukları söylenemez. Zira bilgi hastalığı aydın çevrelerce bir hastalık olmaktan daha çok olması gereken bir özelliktir. İdeal benliğe ulaşmak için bilginin bir derece hastası olmak gerekir.

Peki her türden bilgi sahibi olmak ve bilgiye tamamen hükmetmek mümkün müdür? Elbette ki hayır! İnsan, herhangi bir bilgi türünün dahi tamamını öğrenmesi mümkün olmayacak bir fıtratla donatılmıştır. Bir konuda müthiş ilerlemeler kaydedilmiştir belki ama kesinlikle o konu üzerinde tam ve eksiksiz bir bilgiye de kimse erişememiştir. Örneğin tarih bilimle ömrünü adamış profesörler ve akademisyenler bile tam anlamıyla “tarih tamamlanmıştır” diyemez. Bu her bilim türünde böyledir; sosyoloji, tıp, hukuk vs. O yüzden bilgiyi tam olarak öğrenemez sadece o bilgi türünde iyi ilerlemeler kaydederiz. Bu ise kimilerini doçent, kimilerini ordinaryüs yapar.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.