Memlüklülerin Son Sultanı Tumanbay’ın Ölümü
Memlüklerin son sultanı Tumanbay, Ridaniye Savaşı‘nda Yavuz Selim’e’ yenildikten sonra Nil Nehri’nin doğusunda bulunan Cize’ye sığınmış ve bölgedeki Havra Araplarıyla üç yıl vergi almamak suretiyle anlaşmıştı. Tumanbay, bu bölgede kendisine itaat eden 5-6 bin kadar kişi toplamıştı. Yavuz Selim Mısır Sultanı Tumanbay’a bir barış teklifinde bulunmuş fakat Tumanbay kabul etmemişti. Aynı zamanda bölgedeki Arap aşiretleri ile Tumanbay arasında da görüş ayrılıkları vardı. Arap aşiretleri Osmanlı’ya karşı savaşmanın yersiz olduğu görüşündeydiler. Hatta Tumanbay’ın bölgedeki Arap aşiretlerinden olan Gazale reisi Cemad ile Selame‘den yardım istediklerinde onlar;
”Sultan Selim gibi muzaffer bir Padişah’a karşı daha fazla karşı koymadan Allah bizi esirgesin” dediler.
Mısır Sultanı Tumanbay, artık bölgede yalnız kalmıştı. Arap aşiretlerinin de Tumanbay saflarında savaşmak istemeyişinin Yavuz tarafından öğrenilmesi üzerine Osmanlı ordusu Yunus Paşa önderliğinde Cize’ye yürüme kararı aldı. Tumanbay son olarak Hasan Meri adlı bir Arap aşiret reisine sığındı. Hasan Meri ilk başta kabul etmiş gibi görünse de daha sonra Tumanbay’ı Yeniçeri Ağası Ayas’a teslim etti. Ayas, Tumanbay’ın iki elini de bağladı ve daha sonra ata bindirerek Kahire’ye Yavuz Sultan’ın huzuruna götürdü. Yavuz, Tumanbay’ı karşısında görünce;
”Elhamdülillah, işte şimdi Mısır’ın fethi tamamlandı” dedi. Yavuz’un asıl isteği, Tumanbay ve Sadi Bey’i Abbasi Hanedanı’nın ikinci dalından yirmi birinci halife olan ve Bağdat hilafetinin düşüşünden beri Kahire’de henüz bir iktidar gölgesi gibi yaşayan Mütevekkil hakkında yapacağı tarzda, ya hükumet beratı vererek yahut da hükumetlerini onaylayarak İstanbul’a getirtmekti. Fakat Yavuz’un yanındaki isimler Gazali ve Hayrbay, Tumanbay’la Sadi Bey’in yok edilmesini istiyorlardı. Çünkü Tumanbay bölgede sevilen ve hatırı sayılan biriydi. Onun yaşaması demek ileride Memlüklerin tekrar kurulması anlamına geliyordu. Bir gün Padişah’ın yolu üzerine bir adam koydular. Bu adam:
”Allah Tumanbay’ı muzaffer etsin” diye bağırdı. İşte bu olay, Tumanbay ve Sadi Bey‘in ölümüne bir işaret oldu. Kansu Gavri‘nin emriyle babası Züveyle kapısında idam edilmiş olan Şehsuvaroğlu, cellatlık ile görevlendirildi. İşte böylece Çerkez Memlüklerinin son hükümdarı Tumanbay da yok edildi. (13 Nisan 1517)
Tumanbay’ın naaşı Yavuz Selim’in isteği doğrultusunda Kansu Gavri‘nin kendisi için yaptırdığı türbenin içine defnedildi. Cenazesini Mısır büyük kadısı kıldırdı. Bölgede yoksullara üç gün üç keselik altın dağıtıldı.
Yararlanılan Kaynaklar;
J. Von Hammer, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, I. Cilt, s. 506-509